Son yıllarda artan terör olayları ve sınırımızda yaşananlar, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılan yerli teknoloji ürünü olan silah ve ekipmanların hayati bir önem taşıdığını bir kez daha gözler önüne serdi.
TSK‘nın terör yuvalarını darmadağın ettiği, üzerinde Mustafa Kemal Atatürk‘ün imzasının bulunduğu SOM isimli füzelerden, Atak helikopterine ve Koral milli elektronik harp sistemine kadar onlarca farklı araç geliştirilmeye devam ediliyor.
Son dönemde sıkça karşımıza çıkan yerli silahları ve insanların akıllarına takılan “Altay tankı nedir?”, “MPT-76 nedir?” gibi soruları detaylarıyla cevaplayabilmek için ülkemizin bazı silah teknolojilerini bu makalede sizlere aktarıyoruz.
Bora-12 Keskin Nişancı Tüfeği
Türkiye’nin ilk keskin nişancı tüfeği olan Bora-12 veya diğer adıyla MKEK JNG-90‘ın üretimi Makina ve Kimya Endüstrisi tesislerinde gerçekleştiriliyor. 4.8 kg ağırlığında ve 1080 mm uzunluğunda olan tüfekte, milli piyade tüfeği MPT-76 veya G3 ile benzer şekilde 7.62×51 mm NATO mühimmatı kullanılıyor.
Jandarma Lojistik Komutanlığı’nın uzun çalışmaları sonucunda ortaya çıkan BORA-12 keskin nişancı tüfeğinin ilk tasarımcısı 1990 yılında mezun olan bir Jandarma Astsubayı olan emekli başçavuş Necmi Güngör’dür
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunun ilk patentli silahı olma özelliğine sahip olan tüfek, 1200 metre etkili menzile sahip. Düzenlenen yarışmalarda birçok keskin nişancı tüfeğini geride bırakan ve şu anda TSK tarafından kullanılan tüfeğin bir tanesi, 2014’te Paris’te gerçekleştirilen Eurosatory fuarında çalındı.
MPT-76 Milli Piyade Tüfeği
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin piyade tüfeği ihtiyacını karşılamak amacıyla yerli imkanlar ile MKE tarafından üretilen MPT-76‘da, tam otomatik silahların atası olarak görülen AR 15 tipi bir mekanizma kullanılmaktadır.
Dakikada yaklaşık 650 mermi atabilen milli piyade tüfeği MPT-76’da mühimmat olarak, 7.62 × 51 mm çapında mermi kullanıyor. 4,1 kg ağırlığında ve 92 cm uzunluğunda olan tüfek, 410 mm namlu boyuna sahip.
600 metre etkili ve 1200 metre azami menzile sahip olan tüfeğin, MPT-56 olarak adlandırılan, 5.56 mm çapında olan ve Cumhurbaşkanlığı koruma ekibi gibi şehir içerisinde görev yapan kuvvetler tarafından kullanılan bir versiyonu bulunuyor.
Türk mühendislerin patentini aldığı bir emniyet sistemine sahip olan tüfek, nişan yolu ve el kundağında yer alan ray sayesinde, NATO standartlarında üretilen her türlü optik ürünü ve el feneri gibi aparatları ek parça gerekmeden taşıyabiliyor.
Hürkuş Eğitim ve Yakın Hava Desteği Uçağı
Vecihi Hürkuş’tan adını alan uçak, TUSAŞ tarafından Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı Projesi kapsamında geliştirildi. Tamamen dijital elektronik gösterge sistemlerine sahip olan uçak, ilk uçuşunu Haziran 2013 tarihinde gerçekleştirdi.
Ayrıca, Hürkuş-B ve Hürkuş-C olmak üzere iki farklı askeri versiyonu geliştirildi. Bu sayede sadece eğitim uçağı olmakla kalmayan Hürkuş, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından hafif yer taarruz görevleri için kullanılabilecek.
Maksimum seyir hızı saatte 574 km olan uçağın, maksimum uçuş irtifası ise 34700 ft. 11.17 metre uzunluğa ve 9.96 metre kanat açıklığına sahip olan Hürkuş’un, yüksekliği ise 3.70 metre.
Hürkuş-C’nin terörle mücadeleye en büyük katkısının hava harekatlarının maliyetinin azaltılması olacağı düşünülüyor Zira, küçük operasyonlarda savaş uçaklarına olan ihtiyaç azalacağı için, maliyetler aşağıya çekilecek.
Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ilk HÜRKUŞ’un 2018 yılında Türk Hava Kuvvetleri envanterine alınmasının beklendiği belirtilmişti.
Kasırga TR-300 Yerli Füze Sistemi
Türk Savunma Sanayisinin mihenk taşlarından ROKETSAN tarafından geliştirilen Kasırga, 100 km’ye ulaşan menzili ve 70 metre yarı çapında öldürücü etkiye sahip olan harp başlığı ile kritik bölgelere atışlarda büyük bir başarı sunuyor.
Katı kompozit yakıt teknolojisine sahip olan füze, yine Roketsan tarafından tasarlanan T-122/300 çok maksatlı çok namlulu roketatar sistemi ile veya T-300 serisi çok namlulu roketatar sistemleri ile kullanılmaktadır.
Olumsuz sıcak ve soğuk hava şartlarına ve diğer çevre koşullarına karşı oldukça dayanıklı olan TR-300 Kasırga roketleri, mühimmat yükleme ve boşaltma işlemleri sırasında personelin iş yükünü minimum seviyeye indiriyor.
TUSAŞ Anka İnsansız Hava Aracı
TUSAŞ tarafından geliştirilen TAI ANKA, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin orta irtifa uzun havada kalışlı bir insansız hava aracı sistemi gereksinimleri karşılamaya yönelik olarak geliştirilen ilk İHA olma özelliği taşıyor
İçerisinde ASELSAN imzalı bir yazılım bulunan ANKA, 2013 yılından bu yana aktif olarak kullanılıyor. 30000 ft seyir irtifasına yükselebilen Anka’da, infrared görüntüleme ve lazer işaretleme sistemleri yer alıyor.
Azami hızı 217 km/s olan ANKA, tam dolu depoyla uygun şartlarda 24-32 saathavada kalabiliyor. Toplam ağırlığı 1500 kg olan ANKA, dört silindirli, turbolu 155 hp gücünde Thielert Centurion 2.0 isimli motoru kullanıyor.
ANKA-S Uydudan Kontrollü İnsansız Hava Aracı
ANKA-S uydu kontrollü yapısı sayesinde sınırları ortadan kaldırarak TSK’ya büyük bir avantaj sunuyor. 25 Ekim 2013 tarihinde 10 uçaklık seri üretim sözleşmesi imzalanan ANKA-S’in ilk teslimatı geçtiğimiz günlerde yapıldı.
Diğer insansız hava araçlarının aksine, hava şartlarından etkilenmeden Türksat uydularının kapsama alanı içerisinde yer alan herhangi bir noktadan kolayca kontrol edilebiliyor. Bunu bir örnek ile açıklamak gerekirse, Suriye sınırında görev yapan ANKA-S’i, İstanbul veya Ankara’dan kontrol etmek mümkün.
24 saat havada kalabilen ve 30 bin feet yüksekliğe çıkabilen insansız hava aracı, ASELSAN CATS elektro optik görüntüleme sistemini kullanıyor. Bu sayede yüksek çözünürlüklü görüntüleri kontrol merkezine en hızlı şekilde aktarılıyor.
Altay Tankı
Koç Grubu bünyesindeki Otokar‘ın girişimleriyle 2007 yılında üzerinde çalışmaya başlanan Altay tankı, ismini Kurtuluş Savaşı’nda 5. Süvari Kolordusu’na komuta eden Fahrettin Altay‘dan alıyor.
Altay’ın ilk geliştirme aşamasında Güney Koreli Rotem firmasından destek alınsa da, ilerleyen süreçte proje tamamen Türk mühendislerine teslim edilmiştir.
Otokar, Aselsan, MKEK, Roketsan ve Hyundai Rotem‘in ortak çalışmasıyla geliştirilen Altay için test süreci başarıyla tamamlanırken, Otokar tarafından prototip üretimi için harcanan paranın 1 milyar doları geçtiği açıklandı.
ATAK Helikopteri
ATAK için ilk adımlar 1995 yılında atıldı. TSK‘nın kullanabileceği, ülkemizin coğrafi ve iklim koşullarına uygun bir yerli üretim helikopter için Savunma Sanayi Müsteşarlığı görevlendirildi ve yaklaşık 12 yıllık çalışmanın ilk meyvesini vermesiyle 2007 tarihinde ATAK helikopterlerinin ihalesi gerçekleştirildi.
İtalyan AgustaWestland, TUSAŞ ve ASELSAN ortaklığında geliştirilen ATAK T-129 helikopteri ilk uçuşunu İtalya‘da AgustaWestland tesislerinde 28 Eylül 2009tarihinde gerçekleştirdi.
Bu kapsamda Agusta A129 Mangusta üzerinde yapılan değişiklikler ve özgün silah ve yazılım sistemlerinin entegre edilmesiyle ortaya çıkan ATAK T-129, Türkiye’deki ilk uçuşunu ise 17 Ağustos 2011‘de gerçekleştirdi
AH-1 Süper Kobra helikopterlerinden üstün olan Atak’tan, TSK envanterinde şu anda 27 adet bulunuyor. 11 helikopterin daha teslim edilmesiyle birlikte ATAK Projesi’nde Faz 2 konfigürasyonuna geçilecek.
Faz 1’de füze ikaz ve karşı tedbir atıcı sistemi, kızılötesi karşı tedbir sistemi ile MXF-484 ve 9651 el telsizleri bulunuyor. Faz 2’de ise laser ikaz alıcı, RF karıştırıcı, radar ikaz alıcı, 9681 V/UHF telsiz gibi ek sistemler olacak.
Yerli motor ve 20 mm top sistemi için çalışmalar devam ederken, Atak ile jandarma ve polis envanterinde ilk kez bir saldırı helikopterine yer verilmesine karar verilerek Türkiye tarihide bir ilke imza atıldı.
SOM Füzesi
Son zamanlarda ismini sıklıkla duymaya başladığımız SOM füzesi tamamen yerli teknolojiye dayanan bir silah. SOM füzesinin ortaya çıkış hikayesinde de yine milli duygular ve düşmandan dost olmaz mantığı mevcut.
Olası bir savaş esnasında, dışarıdan alınan füzelerin tek bir tuş ile dahi sabote edilebileceği düşüncesi SOM‘un ortaya çıkmasındaki en büyük etken olmuş.
Tübitak Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü tarafından tasarlanan ve kara, deniz ve hava platformlarından atılabilen yeni nesil SOM seyir füzesi için 2006’da başlayan geliştirme sürecine devam ediliyor.
Yaklaşık olarak 200 kilometreye yakın bir menzile sahip olan SOM füzesi, ilk defa 4 Haziran 2011 günü İzmir Çiğli hava üssünde Hava Kuvvetleri’nin 100. kuruluş yılı kutlamalarında gün yüzüne çıkarıldı.
İçerisinde bulunan GPS sistemi sayesinde fırlatıldıktan sonrada kontrol edilebilen SOM füzesi, yaklaşık 600 KG ağırlığında ve 2012 yılından bu yana Türk Silahlı Kuvvetleri‘nin en önemli silahlarından biri olarak gösteriliyor.
Bu yıl yerli motora geçiş nedeniyle büyük bir önem taşıyor. Zira, yıllardır yurt dışından temin edilmekte olan Microturbo TRI 40 turbojet motora yönelik çalışmalarda sona yaklaşıldı. Bu kapsamda Kale Havacılık tarafından üretilen yerli motor, bu yılın ortalarından itibaren SOM seyir füzelerinde kullanılacak.
Koral Mobil Elektronik Harp Sistemi
Aselsan tarafından geliştirilen Koral Elektronik Harp Sistemi, hedef ülke radarlarının karıştırılıp aldatılmasını ve iş yapamaz hale getirilmesini sağlıyor.
Her biri 8×8 askeri araç üzerine entegre edilmiş bir adet Radar Elektronik Destek Sistemi ve dört adet Radar Elektronik Taarruz Sistemi’nden oluşan Koral, NATO standartlarına uygun ve nükleer, biyolojik ve kimyasal (NBC) tehditlere karşı korumalı Operasyon Kontrol Ünitesi aracılığıyla yönetiliyor.
Elektronik Destek Sistemi (KORAL ED) ile Elektronik Taarruz Sistemi (KORAL ET) olmak üzere iki ana kısımın yer aldığı sistemde, KORAL ED ile sistemin radar yayınları için tespit, teşhis, yön bulma fonksiyonları yerine getirilirken, KORAL ET ile düşman radarlarının iş yapamaz hale getirilmesini sağlıyor.
KORAL ile birlikte kullanılan Görev Planlama ve Görev Analiz Yazılımıoperasyonlarda büyük bir kolaylık sağlıyor. Zira, bu yazılım sayesinde görev öncesinde bölgeye özel hazırlıklar ve analizler yapılabiliyor.
Böylece görev esnasında kaydedilen radar sinyallerinin detaylı parametre analizlerinin yapılması ve sistem kütüphanelerin güncellenmesi sağlanıyor.
Hedef ülkelerin hava savunma sistemlerinde önemli bir zafiyet oluşturan Koral’ın, Rusya’nın S-400’leri karşısında da oldukça güçlü olduğu belirtilirken, Rus yetkililer S-400 üzerinde yüzde 30’luk bir etkisi olduğunu iddia ediyor.
Kayı Sınır Güvenlik Sistemi
Afrin operasyonunun devam ettiği şu günlerde, ilk olarak Hatay sınırında devreye alınan Kayı Sınır Güvenlik Sistemi adından sıkça söz ettirdi.
Onlarca farklı elektronik algılayıcıya ev sahipliği yapan ve sınır hattını 7/24 gözetleyen sistem, bu sayede sınır hattına yaklaşmakta olan insansız hava aracı, araç ve insanları tespit ederek komuta merkezini uyarıyor. Tüm görüntülerin tek bir merkezde toplandığı sistem yasa dışı faaliyetlerin kanıtlanmasını sağlıyor.
Bunun yanı sıra sisteme entegre edilen ve ASELSAN tarafından geliştirilen SARP Uzaktan Komutalı Stabilize Silah Sistemi, sınır hattına yakın alanlardan yapılan saldırıları hızlı bir şekilde tespit ederek otomatik olarak o bölgeye odaklanıyor.
Fırtına Obüsü
Yerli silahlar arasında ismini sıkça duyduğumuz bir diğer yerli teknoloji savunma aracımız ise Fırtına obüsü. Türkiye’nin ürettiği ilk obüs olan Fırtına T-155, TSK’nın kara savaşlarındaki en etkili silahlarının başında geliyor.
Atış kontrol sisteminde ASELSAN imzalı özel bir yazılımın kullanıldığı Fırtına, 25 kilometre menzilli yaptığı atışlarda, yakın aralıklarla attığı mermilerle hedefi üç farklı noktadan vurabilme özelliğine sahip.
Türevi obüslere oranla çok daha hızlı bir sisteme sahip olan ve bu yüzdendeFırtına adını alan yerli teknoloji ürünü obüs, 30 saniye gibi kısa bir sürede atış görevine hazır hale gelebiliyor.
30 saniye içerisinde 3 top atışı gerçekleştirebilen Fırtına‘nın yer değiştirmesi de 30 saniye sürüyor. Dünyanın en hızlı obüslerinden Fırtına, yer değiştirme süresi sayesinde düşmandan gelecek karşı saldırılardan da kaçınmış oluyor.
TCG Heybeliada (F511)
Milli Savaş Gemisi projesi kapsamında inşa edilen ilk Türk gemisi olan TCG Heybeliada‘nın geliştirilme aşaması 2004 yılında başladı. Dört yıl süren bir geliştirme aşamasından sonra 27 Eylül 2008‘de Preveze Deniz Zaferi‘nin yıl dönümünde suya indirilen TCG Heybeliada, 3 senelik bir test sürecine tabi tutuldu.
Ada sınıfı ve korvet tipinde bir savaş gemisi olan TCG Heybeliada‘nın maksimum hızı 30 knot olarak belirlendi. Elektronik harp ve tuzak sistemleri tarafında iseASELSAN imzalı bir yazılım olan ARES-2N kullanıldı.
3 senelik test sürecinin ardından yine Preveze Deniz Zaferi‘nin yıl dönümü olan 27 Eylül’de Deniz Kuvvetleri‘ne teslim edildi.
Cirit Füzesi
TSK‘nın en çok kullandığı füzelerden biri olan Cirit füzesi, Roketsan tarafından geliştirilmiştir. 8 kilometrelik menzile sahip, lazer güdümlü, 70 mm’lik füzenin ağırlığı yaklaşık olarak 14 kilogramdır.
T-129 Atak, AH-1P Cobra ve AH-1W Super Cobra saldırı helikopterleri için geliştirilen ve dünyanın ilk lazer güdümlü helikopter füzesi olan Cirit, Eurocopter tarafından Eurocopter EC635 helikopterinin donatılması için de kullanılmaktadır.
Helikopterler dışında insansız hava araçları (ANKA), kara araçları ve hafif saldırı uçaklarına da kolaylıkla monte edilebilen Cirit füzeleri 2010’dan bu yana TSK‘nın envanter listesinde bulunmakta ve ismini geleneksel Türk oyunuCirit‘ten almaktadır.
Hafif zırhlı hedeflere karşı yüksek doğrulukta çalışan Cirit, dumanı azaltılmış yakıtlı ve duyarsız mühimmat özelliğine sahip roket motoru ile üç etkiye aynı anda sahip çok amaçlı harp başlığı ve elektro mekanik kontrol tahrik sistemlerine sahiptir.
UMTAS Füzesi
Roketsan tarafından 2010 yılında üretimine geçilen UMTAS, ATAKhelikopterleriyle birlikte ortaya çıkan güdümlü füze ihtiyacını karşılamak için geliştirilmeye başlandı.
Ateşle ve unut sisteminin kullanıldığı ( füzenin fırlatıldıktan sonra operatör desteği olmadan hedefi vurması anlamına geliyor. Füzenin ateşlenmeden önce hedefe kilitlenmesi ve hedefin bilgilerini kendi belleğine kayıt etmesiyle başlar. )
Füze ateşlendikten sonra operatör müdahalesine gerek olmadan kilitlendiği hedefi, hedef hareket halinde olsa bile rahatlıkla vurabilir. ) UMTAS füzeleri kızıl ötesi pasif güdümleme teknolojisiyle öne çıkmaktadır.
Şu anda T-129 ATAK ve ANKA-B hava araçlarında UMTAS füzeleri kullanılmaktadır. UMTAS füzelerinin tüm hakları Türkiye’de olup, tüm hava koşullarında sorunsuz çalışabilen bu füzeler bazı ülkelere ihraç edilmektedir.
Zıpkın
Türkiye’nin ilk yerli Kaideye Manteli Stinger‘i (KMS) olan Zıpkın, ASELSANtarafından üretilmiştir. Zıpkın’ın geliştirme süreci bir hayli uzun ve sancılı olmuştur. Zıpkın KMS sistemi için ilk adım 1992 yılında atılmış olsa da, uçak savarın TSK envanterinde yerini alması ancak 20 Ekim 2004‘te gerçekleşmiştir.
ASELSAN tarafından tamamen yerli imkanlar kullanılarak üretilen Zıpkın, temel silah olarak atışa hazır 4 adet FIM-02 Stinger füzesi kullanmaktadır. Tüm fonksiyonları ASELSAN tarafından yazılan bir bilgisayar programı tarafından kontrol edilen Zıpkın, şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından aktif olarak kullanılabilmektedir.
Arma
Türkiye’nin en donanımlı zırhlı aracı olan ARMA, Koç grubu bünyesindeki Otokar tarafından geliştirilmiştir. Geliştirilmiş gövdesi sayesinde mayına ve patlamalara karşı zarar görmeyen ARMA, nükleer ve biyolojik saldırılara karşı da dayanıklı.
2007 yılında geliştirilmeye başlanan ARMA, daha seri üretime geçmeden birçok yabancı ülkeden sipariş almıştı. 6×6 ve 8×8’lik iki farklı modeli bulunan ARMA, TSK envanterinde bulunan en güçlü zırhlı araçlardan birisi olarak kabul ediliyor.
Önemli Not: ShiftDelete.Net‘in “İşte Türkiye’nin yerli askeri silah teknolojileri!” makalesi izin alınarak yayımlanmıştır. Hakkı Alkan Beye teşekkür ederiz.